Beyin Kabuğu
Bugün hayatımın son zamanlarda en iyi hissettiren cümlelerinden birini aldım. Sevgili annecim, ''Beyin kabuğuna bir şey olmasın'' diye yazmış. Beyin kabuğu hayal kurmaya yarıyormuş.
Beyin kabuğumu düşündüm. Lanet tıp eğitimimin bana empoze ettiği gri korteks aklımın ucundan bile geçmedi.
Ben annemin benim için özenle oluşturduğu beyin kabuğumu hayal ettim. Bu onun mamülü neticede. Ailem beni bu duygusal konularda eğitimli yetiştirmedi. Yani hala belli bir utanç duyuyorum.
Ama o yumurtanın kırıldığı anda akan beyaz kısım var ya. Ele falan bulaşan. İşte sperm o.
Bu konuları artık daha serbest konuşmalıyız.
Beyin kabuğumun daha önce farkına varmamıştım. Evet dışarıdan bir travma gördüğünde, vücudumda mutlaka ilişkili olduğu bir yeri felç bırakacak kısım. Bu hasarlarla yaşayan hastalar için oldukça gerçek. Ama bizim için ütopik değil mi? Oyuncak gibi. Hangi birimiz düşünüyoruz ki, yaşarken, hangi kısımdaki sinir ne iş yapıyor? Bu yazıyı yazarken hangi kısmı çalışıyor örneğin. Beyin de viseral bir organ. Dalak veya karaciğerden farkı yok.
Neyse ben beyin kabuğumu sevmeye başladım. Annecim benim için oluşturdu çünkü onu. Çok sevdiği keki yapar gibi pişirdi benim için. Yaşadıkça, eğitim gördükçe tecrübe ettikçe, eğitim gördükçe ben de kıvrımlarının artmasını sağladım.
Öyle ki, işin sırrının kıvrımlarda olduğunu sananlar, Einstein'ın beynini alıp parçaladılar.
Tanrı bizimle dalga geçiyor.
Gerçekte ise, aynı bilgisayar gibi, bu hardware(yani beyin) bir simülasyon ortamı hazırlıyor. Ona da bilinç diyoruz. Kendimiz olduğunu sandığımız şey. Halbuki ikisi de değiliz. Ruh diye bir şey var mı?
Ben sizle bu yazımı kendi yapay bilincimle paylaşıyorum. Siz de yapay bilincinizle okuyacaksınız.
Paylaşılmış psikoz gerçekliğimizde delirmemişiz gibi yapıcaz.
Kendime ihanet ettim. Bunlar beyin kabuğumun kendini inkar etme mekanizmaları.
Annem benim için üretti. Canım beyin kabuğum.
Düşünmedi ki, bir gün toprağın altında solucanlara yem olacak.
İnsan için ne kadar aşağılayıcı bir son.
Bu da merhametli Tanrı fikrine bir son veriyor. Doğa kanunları işliyor. Karmacılar aynen böyle diyor.
Doğa kanunları her şeyin üstünde. Benim çürüyen bir meyveden farkım ne? Beyin kıvrımlarım daha fazla diye mi?
Sanırım yine aynı şeye geleceğiz. Psikanalistler ve Spiritüellerin ortaklaşa paylaştıkları.
Ana rahminden geldik, oraya gidiyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder