Nymphomaniac Vol. II
Jerome'dan çok bahsetmek istemiyorum. Zaten gerçekte var olduğundan emin olamıyoruz. Joe'nun hikayesi'ne ani dahil oluşları Seligman'a da gerçekçi gelmiyor. Joe'nun zihninde yarattığı bir tip olabilir belki de.
2. bölümde Seligman'ı anlatacağım. Joe'nun hikayesine paralel Seligman da aynı objelerden çağrışımlarıyla kendi hikayesini anlatıyor. Tamamen entelektüel düzeyde, duygusuz bir halde. Zamanzaman Joe'nun sinirini de bozmuyor değil bu durum. Filmin antagonisti Seligman karakterinden beklenen duygu akımını gösteremiyor. Sürekli metaforları ve araya girişleriyle de filmden koparıyor bizi. Seligman sandalyede otururken üst düğmesine kadar iliklenmiş gömleğiyle başından beri ben de bir rahip çağrışımı yapmıştı. Karşılıklı bu konuşma aslında tipik bir psikoterapi seansı. Analist divanında uzanan Joe ve psikoterapisti Seligman. Seligman Joe'yu hikayesini anlatmaya cesaretlendirirken sürekli tarafsızlığını ve olaylara objektif gözle baktığını vurgulamadan edemiyor. Psikoterapist, yargılamayan, olabildiğince nesnel bir tavır gösterir. Ancak bu kadarı da Joe için fazla mı acaba? Psikoterapist ve hasta rollerinin tersyüz edildiğini görüyoruz. Ya da daha doğru bir ifadeyle bu bir grup terapisi aslında.
Çünkü Seligman'da eşit derecede hasta. Joe, Seligman'ın şimdiye dek hiçbir kadınla birlikte olmadığını keşfediyor. Seligman'ın, psikolojide bir tür savunma mekanizması olan ''intellectualisation' yoluyla psikopatolojisi saklanıyor. Tam zıt aşırı uçtaki iki insanla karşılaşıveriyoruz.
Çünkü Seligman'da eşit derecede hasta. Joe, Seligman'ın şimdiye dek hiçbir kadınla birlikte olmadığını keşfediyor. Seligman'ın, psikolojide bir tür savunma mekanizması olan ''intellectualisation' yoluyla psikopatolojisi saklanıyor. Tam zıt aşırı uçtaki iki insanla karşılaşıveriyoruz.
Filmin sonunda, Seligman'ın bastırılmış duygularının geri gelişine tanık oluyoruz. Savunma mekanizması Joe tarafından yerle bir edilmiştir. Joe bu konuda usta. Çünkü bir dönem bir mafya patronunun alacaklılarından cinsel şantaj yoluyla ödeme yapmaya zorlama görevinde aracılık yapıyor. Cinsellik konusundaki engin bilgilerini sayesinde, borçluların, en derin, bastırılmış ve belki hiçbir zaman ortaya çıkmadığı için kendilerinin de farkında olmadığı cinsel duyguları ortaya çıkartabiliyor. Bu anda zaafiyet gösteren müvekkiller, krimonolojik incelemeye değer gerçekten. Yine de Seligman karakterindeki bu ani parçalanma filmin karanlık noktalarından biri.
Diğer izleyicilerin de tepkilerine neden olduğu tahmin edilebilir son, beni de şok etti açıkçası. Trier'in bundan başka ''Melankoli'' adlı filmini izlemiştim. Çok bilmesem de tarzını yönetmenimiz bu tür şoke edici olaylara filmlerinde bol bol yer veriyormuş zaten. Nasıl biterse bitsin bence önemli olan sondan ziyade filmin kendisiydi. Ayrıca kendim de hikayeler yazdığım için, yaratıcının sanatının, beklentilere uyması gerektiğini düşünmüyorum. Biraz da kendi keyfini ön plana almanın zararı yok bana kalırsa. Sözün özü önyargıları kırıp bu filmi izlemek gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder