‘BIÇAK DEĞİNCE AZAR’
Halk Arasında Dolaşan Yanlış Bir Efsane
‘BIÇAK DEĞİNCE AZAR’
Spiker: Halkı bilinçlendirme seminerlerimizden birine daha hoş
geldiniz. Her hafta bizi yalnız bırakmayıp aynı saatte geldiğiniz için teşekkür
ederiz. Neydi sloganımız? Evet, Bilinçlenmek için geldiyseniz doğru yere
geldiniz.
Bu akşam çok özel bir konuğumuz sizlerle. Afyon Özel
Eflatuna Kaçan Mor Hastanesi Onkoloji Bölümünden sayın doçent doktor Murat
Kirliburun misafir oluyor programımıza. Kendisi çok değerli bir insan. Kirliburun:
Estağfurullah. Spiker: Kanser alanında birçok araştırması var. Ayrıca ee..
bemeje cörnıl’da yayınlanan ‘’ratlar üzerinde denenmiş onkoblastikoklastik
çoklu ajan uygulamasının pek de kesin olmayan sonuçları dipnot: p<0.005’’
adlı makalesiyle de bu sene dünyada çok önemli bir ödüle layık görüldü. Hocam
doğru mu söyledim, yanlışım varsa düzeltin beni lütfen. Kirliburun: Doğru,
doğru eheehe. Spiker: Evet bu ödül aynı zamanda biz değerli Afyonlu’lara da
büyük bir övünç kaynağı oldu. Hocamız’dan seneye de Nobel’i bekliyoruz, ehehehe.
Kirliburun: Estağfurullah, pardon yani inşallah.
Şimdi Hocam elbetteki biz sizin seviyenize ulaşamayız. Bize anlayabileceğimiz
dilden kanser nedir ne değildir anlatır mısınız?
Kirliburun: Efendim öncelikle bana zaman ayırdığınız ve halka
bilinçlendirme adına çok önemli bir fırsat tanıdığınız için teşekkür ediyorum. Kanser
kanayan yaramız maalesef. Özellikle modern zamanda artık yaşam süresi uzadığı
için bu tür hastalıklarla daha çok karşılaşıyoruz.
Bu kadar çok görülmesine rağmen hakkında uydurma, safsata o
kadar çok şey anlatılıyor ki, saysam inanamazsınız.
Spiker: Hocam çok doğru söylüyorsunuz. Bu konuda toplumca
çok cahiliz. Peki bu işin gerçeği nedir. Kanser iyileşir mi?
Kirliburun: İyileşmez mi İyileşir. Ama bu meret bir tane
değil ki. Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane gibi çok çeşidi var
bunun. Tipine göre tedavi şeklimizde değişiyor haliyle.
Spiker: Evet sayın seyirciler görüldüğü üzere Kanser
iyileşen bir hastalık. Kansere yakalanmaktan korkmayın
(Ekranın alt köşesine ‘Kanser İyileşir’ yazısı geçilir)
Kirliburun: Yani bazıları iyileşir bazıları iyileşmez.
Spiker: Biraz açalım Hocam. Şimdi kafalar karışacak biraz
Kirliburun: Şimdi Efendim kimi hasta geliyor kafasında eşşek
kadar tümör affedersin. Biz bunu alsak bile kanser çoktan vücuda yayılmış
oluyor. Nasıl iyileşsin bu.
Spiker: Yapmayın hocam. Var mı böyle hastalar?
Kirliburun: Olmaz olur mu! Hastanın biri göğsünde kocaman
bir yumruyla geldi. Ee hocam önce bu bir ceviz gibiydi. Birkaç sene sonra
şeftali oldu. Kavun olunca size geldik.
Spiker: Ahahhha hocam. Allah iyiliğinizi versin. Siz bizi
güldürdünüz. Ne yaptınız hocam bu hastaya peki?
Kirliburun: Valla çok da bişey yapamadık açıkçası. İşte o
yüzden diyorum ya erken teşhis önemli
Spiker: Hocam çok önemli bir noktaya parmak bastınız. Kansere
yakalanmamak için ne yapmak gerekli?
Kirliburun: Kansere yakalanmamak için öncelikle sigara
içmemek lazım. Sonra doğal beslenmek ve spor yapmak önemli. Ama bir yerde Allah’ın
emri eğer kanser olacaksa da oluyor. Bu durumda vücutta olan değişiklikleri
önemsemek ve doktora gitmekten korkmamak gerekiyor. Bir de şöyle bir şey var, ‘Bıçak
değince azar’. Kardeşim yok böyle bir şey. Değdirmiyorsun değdirmiyorsun sonra
kazık gibi giriyor. Affedersiniz çok özür dilerim.
Spiker: Estağfurullah hocam.
Kirliburun: Şimdi biz o kanseri ameliyat edip aldık. Sonuç
kötü çıkınca da suçlu biz oluyoruz. Yahu onu almasak da kanser alsak da kanser.
Biz sadece hastanın yaşam süresini uzatmaya çalışıyoruz. Geliyo hastaneye bi
akciğer filmi çekiliyo, bakıyoruz oraya yayılmış bile. Şimdi bu hasta bize hiç
gelmese, köyünde mutlu mutlu yaşasa 1 sene sonra ölecek. Bıçak değmemiş,
dolayısıyla azmamış olacak. Töbe, töbe.
Spiker: Fesuphanallahhh ( bıçak değdirmemeye kararlı
hastalara sinirlenir)
Kirliburun: Yani biz kanserini teşhis ettik ve tedaviye
başladık diye hastalığını azıtmış oluyoruz. Halbuki doğal süreci bu. Biz
ellememiş olsak da akciğere atacak, karaciğere atacak. Diyoruz ki hasta 1 sene
daha yaşayacağına 2 sene, 5 sene daha yaşasın mesela. Önce ameliyat oluyor
sonra kemoterapi, radyoterapi derken hastanede oradan oraya sürünüyor diye
doktorların eline düşmüş oluyor. Yok bizim öyle derdimiz. Kimseyi süründürmek
kendimize mecbur etmek istemiyoruz. Tek isteğimiz hasta daha uzun ve daha
konforlu bir yaşam sürsün.
Spiker: Allah razı olsun hocam
Kirliburun: Dolayısıyla eğer ki kendi yaşamını düşünüyorsan,
bir hastalığım varsa erken teşhis konulsun da tedavi olup iyileşebileyim
diyorsan doktora geleceksin.
Spiker: Evet sayın seyirciler. Hocamızı duydunuz. Eşşek
kadar olana dek beklemek yok. Cevizken geleceksin. Değil mi hocam (hocaya döner
ve kah keh keh şakalaşmalıklar şımarıklıklar olur karşılıklı)
Hocam son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Kirliburun: Herkese hayırlı akşamlar diliyorum ve sevgiyle
selamlıyorum.
Spiker: Biz de katıldığınız için teşekkür ediyoruz. Eveett,
bir halkı bilinçlendirme yayınımızın daha sonuna geldik. Haftaya kaldığımız
yerden bir başka konuğumuz ile devam edeceğiz. O zamana dek sevgiyle esenlikle
kalın efenim.
Yorumlar
Yorum Gönder