Hayat
Hayatı kendi fikirlerimize göre oldurmaya çalışıyoruz. Dizayn etmeye çalışıyoruz. Planlar yaparken, hedefler koyarken.. Mutlu olmanın yollarını ararken.. O kadar mutsuzmuşum ki uzun zamandır, şimdi daha iyi anlıyorum. İnsan mutsuzluk dönemlerinde bir çıkış yolu arıyor. Şunu, bunu yaparsam mutlu olabilirim diye hayaller kuruyor (başka ne gelsin ki elinden?). Halbuki bilemiyor. Bu şekilde mutluluk hiç bir zaman gelmeyecek ona. İşte burada hayat devreye giriyor. Hayat nedir bilmiyordum. Hayat genelde tanıtıyor size kendini bir şekilde diye düşünüyorum. Ben bir 15 dakikalığına tanıştım mesela ''Hayat'' ile. Ben hayatım bile demedi. Bana kendini bildirdi birden. İçinde bulunduğumuz dünyadan, yaşadığını düşündüğümüz şeylerden apayrı bişey var, sürekli akan. Anda olmanın anlamanı hiç bir zaman anlamazdım. Ama bir anlığına gerçekten anda olunca ''Hayat'' la tanışabildim işte. Sorun şu ki hala aklım almıyor, bu dünyada yaşadığımız, deneyimlediğimiz şeyleri gerçekten irademizle mi seçiyoruz? Yoksa yaşadığımız, yaşayacağımız şeyler zaten belirlenmiş mi? Biliyorum asırlık soru bu.. Özgür irade problemi.
Ne yaşadığımız, neden bunu yaşadığımızı düşünürken, benim gibi aşırı analitik bir zihin için hele, hayat diyor ki her şeyi anlayamazsın. Anlamana da gerek yok. Kendimi hasbel kader zeki görürken, hayatın dehası karşısında önünde eğilmekten başka bir çare yok. Olabilecek bütün kombinasyonları bilen, geleceğinizi bilen bir varlık düşünün. İşte Hayat.. Bayağı ürkütücü aslında değil mi? Sahip olduğunuzu düşündüğünüz seçimleri bile bilen birisi. Sanki içinize bir şeytan girmiş de sizi kontrol ediyor. Ama hayır! Hayat aslında her şeyi bizim iyiliğimiz için yapıyor :) Tek talebi de akışa kendinizi teslim etmeniz..
Güvenmek..
Sürece
Belki.
Güven
Her zaman.
Yorumlar
Yorum Gönder