balık dolunayı özel
Bugün, yani dün gece, rüyamda kel oldugumu gordum. Tamamen degıl. Adaşım Salih Emre gibiydi. Tıp mıp derken saçlar döküldü diye üzüldüm. Üstüne bir sürü de ugraştık. Nitekim bazı şeyler için ödeşme vakti geldi. Yaşamla kavgalıyız bu aralar. Ben hasat zamanı geldi diyorum. İçimden bir ses daha degil diyor. Sonra saçlarım kırlaşmıştı. Ona da eyvallah dedim.
Uyandıgımda annem saçımdaki ilk beyazı gördü. Sonunda dedim. Böyle sırma saç nereye kadar. Akil olma yolunda ilk adım.
Dorian Gray'in portresi gibi hissediyorum bazen. Oldukça genç görünümlü. İçim ise oldukça yaşlanmış. Bir bıçak darbesiyle gerçek yaşına ulaşacak neredeyse.
Yaşam heyecanını yitireli çok oldu. Bir arkadaş bunu eskiden insanların bu yaşta ölmesiyle açıklıyor. Yaşadıımız şeylerin bir tekrarı mı bu olacaklar. Jung ise 40'a kadar araştırmaya devam diyor. Hayat 40'ından sonra başlıyormuş.
Noldu peki bana. Yeni yerler, yeni ülkeler, yeni kitaplar. Bir anda hepsi cazibesini yitirdi. Bazıları buna büyümek diyor. Pek emin degilim. Bazen o olgunluk hissi geliyor. Seviyorum. Hiçbir şey hayal edilen gibi degil.
Nolurdu Yaşam, bazı şeyler tam da çok istedigim zaman olsaydı. Şimdi bazı şeyler oluyor. Ama artık istemiyorum. Eskisi gibi hevesli degilim. Hevesimi yitirmemi mi bekledin.
Bu kadar istemem günah mıydı.
Rüyamda bir de ev. Yan cephesi boyanmamış. Aksi kadın boyatmıyor. Ev hiçbir zaman degerlenmedi. alt kattaki avukatla konuşuyoruz. 3 katlı evim.
Afyon'a asistan olarak başladıgımda aldıgım ev. Bitmedi bir türlü. Herşey zamanında olacak.
Orhan Pamuk, insan mutlu oldugunu sonradan anlar diyor, Masumiyet müzesinde.
Mutluluk kagıt üzerinde be. Hatırlamada güzel herşey.
Kışı bekliyorum. Öyle dedi Cansu, Kışı daha çok seviyorum.
Ben de yazdan nefret etmeye başladım.
Yorumlar
Yorum Gönder