une belle histoire

 

O kadar çok yazmak istedim ki. Hayatta çok güzel öğretmenlerim oldu. Mentorlarım. Herbirine buradan şükranlarımı belirtiyorum. Çok basiretsiz öğretmenler de oldu. Birçoğu Hacettepe'den. Daha doğrusu organizasyon becerisi olmayan Hacettepe'den. Neyse bu yazı orayla alakalı değil. Belki sonra genel bir yazı yazarım.

Bahsettiğim öğretmenlerden biri lise Matematik öğretmenim. Olimpiyat çalışıyorduk o sıralar. TÜBİTAK'ın lise bilim olimpiyatlarına hazırlanıyorduk Matematik dalında. Okulumuz yeni açılmıştı. Herşey pırıl pırıldı. Başarının fiziksel ortamla gelmediğinden bahsetmişti bize. Nitekim okul tarihinde, fiziksel imkanların o anki kadar iyi olmadığı zamanda bir sürü Türkiye derecesi vardı. Bu bize güzel bir hatırlatmaydı. 

Yakınlarda David Golyat'a karşı diye bir kitap okudum. İnstagram arkadaşlarım, hikayelerden biraz aşinadır. Ters U eğrisi denen bir şey var. Faydalı olduğu düşünülen bir şeyin, aşırılaştıkça nasıl faydasının azaldığıyla ilgili. Bunu şu şekilde örnekleyebiliriz. Fiziksel koşulların çok iyi olduğu bir ortamda illa çok iyi uzmanlar, bilim adamları, sporcular vs. yetişiyor değil. Mesela antrenman sahaları, altyapı imkanları çok iyi bir klübün kazanma şansı tabiki yüksek. Kaliteli sporcular üretme şansı fazla. Ama bu şampiyon olacağı anlamına gelmiyor. Bu daha çok adanmışlık ile ilgili.

Yazıyı bitiremedim. Dilimin ucuna kadar gelen birçok şey var ama söylemek istemiyorum..

Yorumlar

En çok okunanlar